Büyüme Zihniyeti Geliştirmek

Sevgili dost, başarılı ve tatmin düzeyi yüksek bir hayatı inşa etmek için neye ihtiyacın olduğunu hiç düşündün mü? Elbette birçok şey sıralanabilir ama bana göre en önemlisi zihniyettir. Yani büyüme zihniyeti. Zihniyet kelimesinin karşılığı kısaca; “Düşünme-anlayış biçimi.” Peki bu neden bu kadar önemli olsun? Çünkü anlayışımız yahut düşünme biçimimiz ne ise yaşadığımız olayları buna göre değerlendiriyoruz. Sadece bu kadar da değil, tüm hayatımızı zihniyetimiz etrafında yaşıyoruz. Yani dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görüyoruz.

İşte bu yüzden, büyüme zihniyetine sahip olmak çok önemli. Emin olabilirsin ki şu anda sana zirve noktada başarılı olan insanların sahip olduğu zihniyetten bahsediyorum. Peki onlar ne yapar, nasıl davranırlar? Ya da büyüme zihniyetini geliştirmek için neler yapılabilir? Hadi gel, bunları konuşalım.

1) Başarısızlıktan Korkmayı Bırak

“Hayat oldukça basittir: Bazı şeyler yaparsın. Çoğu başarısız olur. Bazıları iş yapar. İş yapanları daha çok yaparsın.”

Leonardo da Vinci

Sevgili dost, başarı ile başarısızlık arasında ‘0’ derecelik bir açı vardır. Yani aynı doğrultudadır. Bir şeye başladığında hemen ustalaşamaz ve onu en iyi şekilde yapamazsın. Mutlaka öncesinde öğrenmen gereken şeyler ve edinmen gereken tecrübeler vardır. Başarıyı yakalamak için bir dönem başarısızlığa gönüllü olmalısın. Elbette bile bile başarısız ol demek istemiyorum. Ancak bunun sürecin en doğal parçası olduğunu söylüyorum. Başarısızlıktan korkmak, kibirli insanların davranış tarzıdır. O kocaman gururları kırılmasın, kimse onları eleştirmesin diye başarısızlıktan korkarlar ama bu yaklaşım ile başarılı olmak imkânsızdır. Diyelim ki bir Youtube kanalı açtın ve videoların henüz izlenmiyor. Bu senin başarısız olduğun anlamına mı gelir? Tabi ki hayır… Sadece henüz ustalaşmadığın yahut hedef kitlen ile irtibata geçemediğin anlamına gelir. Daha bilgilendirici, daha komik, daha şaşırtıcı videolar hazırlaman gerektiği, belki daha sık paylaşım yapman gerektiği anlamına gelir. Başka sebepler de olabilir ama anlatmak istediğim şey, henüz hedeflerine ulaşamadıysan, sadece en iyi yolu keşfedememişsin demektir. Sürekli böyle gideceği anlamına gelmez demek istiyorum. İlk giriştiğin herhangi bir işte istediğin sonuçları alamamış olman;

-Belki hedeflerini doğru belirlemediğin

-Belki iyi bir plan yapmadığın

-Belki hedef kitleni yanlış seçtiğin

-Belki pazarlama stratejinin doğru olmadığı anlamına geliyordur.

Belki de başka şeyler ama ne olduğu fark etmeksizin, senin o hatalarını tespit edip, onların yerine doğru adımlarla devam etmen gerektiğini gösteren bir süreçtir sadece. Ve tüm başarılı insanların yaşadığı son derece normal bir süreç. Yazının başında neden ‘Büyüme Zihniyeti’ dediğimi şimdi daha iyi anlıyorsun değil mi? İşte bu süreçtir seni öğrenerek büyütecek ve başka birine dönüşmeni sağlayacak süreç.

‘Hiçbir adam, hiçbir zaman büyük hatalar yapmadan başarılı olmadı.”

William Gladstone

2) Mükemmellik Diye Bir Şeyin Olmadığını Kabul Et

“Mükemmel olmaktansa üretken olmak daha iyidir.”

Joe Polish

Mükemmeliyetçilik, ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biridir. Başarılı insanlar, mükemmel olmadıklarını bilir ama bu onları hayallerinin peşinden gitmekten alıkoymaz. Eğer mükemmeliyetçi biriysen bundan kurtulmanın çok kolay olmadığını biliyorum çünkü bir dönem ben de bunu yaşadım. Ancak burada düşünce noktasında yapacağın küçük bir değişiklik, her şeyi değiştirebilir. Game Of Thrones dizisi oyuncularından Peter Dinklage’nin bir ödül töreni sırasında söylediği “Kusurlarınızı bir kere kabul ettiğiniz zaman, kimse onları size karşı kullanamaz.” sözünü hatırlatmak istiyorum sana. Ayrıca ben bu söze şunu eklemeyi seviyorum, “Kendin bile kullanamazsın…” Yani kusurlarını kabul ettiğinde, güçlü yönlerini görmen, büyümek ve daha fazlasını yapabileceğini fark etmen için ilk adımı atmış olursun. Kusursuz olamazsın ama güçlü yönlerine, yeteneklerine odaklandığında, kusursuz işler yapabilirsin. İşte o zaman mükemmelliğin değil, üretkenliğin peşinde bulursun kendini. Üretken olduğunda, her yeni girişiminde daha da ustalaşır ve sonunda aradığın en iyi sonuçlara zaten ulaşırsın.

OKU  Stresini Kontrol Altına Alman İçin 8 Öneri

3) İdeal Hayatını (Geleceğini) Plânla

“Plan yapmak, geleceği bugüne taşımaktır; böylece gelecekle ilgili şimdiden bir şeyler yapabilirsiniz.”

Alan Lakein

Plânlamanın ilk adımı öncelikle onu görselleştirmektir. Gerçekten hiç düşünüyor musun? Kendini bundan 5-10 yıl sonra nerede görüyorsun? Gelecekteki benliğini, dönüşeceğin kişiyi düşündüğünde heyecanlanıyor musun? İşte bu, tüm başarılı insanların, liderlerin önemli bir özelliğidir. Bu sayede, başarını çok daha kolaylaştırmış olursun. Görsel olarak bunu tasarladıktan sonra hem seni heyecanlandıran o görüntüyü, hem de ona ulaşmanı sağlayacak adımları yazmalısın. Bu çok etkili bir yoldur, adeta sihirli bir yöntemdir. Hayallerini ve stratejini coşkulu bir şekilde yazarsa hem bilinçli bir şekilde zihnini hem de bilinçaltını onlarla meşgul etmeye başlarsın. Yani hayal ve hedeflerini bir zihin haritası şeklinde çizersen, beynin her iki tarafını da bunun için sürekli çalıştırmış olursun.

Hayallerini yazmak ve ayrıntılarıyla görselleştirmek onları senin için daha duygusal ve anlamlı hale getirir. Onları duygusal bir zemine oturtmadığın sürece sizin için yeterince itici güç oluşturmayacaktır. İnşa etmek istediğin geleceğinle ilgili yeni ve duygusal güdümlü bir vizyon geliştirmek, kimliğini ve hafızanı yeniden yapılandırman demektir. Hayallerini kâğıda dökerken (bunu yaptıktan sonra her gün bir kez okursan harika olur) bu hayallere nasıl ulaşabileceğin üzerinde düşünerek aklına gelen tüm yolları da yaz. Burada en az “Nasıl” kadar “kim”e de odaklan. Bir süre sonra muhteşem hissedeceksin. Çünkü burada bahsettiğim “Kim”e odaklanmak, “Bunları başaracak kişi kimdir? Nasıl biridir?” Sorusunu sormak ve düşünmek demek oluyor. İşte bu soru, senin kime dönüşmen gerektiği anlamına gelir ki, düşünürken gözlerin kamaşa bilir.

“Yazmak düşüncelerimizi düzenler ve netleştirir. Yazmak, bir özneye doğru giden yolu nasıl düşündüğümüzdür. Yazmak, öğrenmeye çalıştığımız şeyler hakkında bildiklerimizi ve bilmediklerimizi bulmamızı sağlar.”

William Zinsser

4) Adanmışlık Seviyesinde Çalış

“En azından bir kere yeni bir şey deneyin. Bir şey için gecenizi gündüzünüze katın. Kötü hiçbir şeyin olmayacağını göreceksiniz.”

Jack Ma

Zig Zaglar der ki; “Kazananlarla ilgili belirli birkaç faktör var. Öncelikle kendilerini adamışlardır. Adanmışlık duygusu, engellere ve düşüşlere karşı sizi hazırlar. Eğer kendinizi o iş için adamışsanız, işler ters gittiğinde, her şey üstünüze geliyor gibi olduğunda, daha önceden hazırladığınız sorunu nasıl çözerim? Listeniz vardır. Ya da yola neden çıktığınızı iyi biliyorsunuzdur. Bunlar sayesinde asla pes etmezsiniz. Ancak adanmış değil, ilgi duyan biriyseniz küçük bir zorluk karşısında hemen “Bu işten nasıl kurtulurum?” diye sormaya başlarsınız. Bunun ne olduğu fark etmez, bir ilişkiyi kurtarmaya çalışıyorsunuzdur, satış hedeflerinizi tutturmaya ya da kilo vermeye çalışıyorsunuzdur. Ya da bir yarışmaya hazırlanıyor olabilirsiniz, belki de şirketinizi ayağa kaldırmaya… Hiç fark etmez. Adanmışların en önemli özelliklerinden biri, kendilerini kazanmaya hazırlamış olmalarıdır. Bunun için gerekli adımlar her ne ise onları atarlar. Azim ile adanmışlık duygusu birleşince ve eninde sonunda kazanacaklarına dair inançları da var olunca kendilerini diğer insanlardan ayırmış, kalabalıklar arasından sıyrılmış olurlar. Ayrıca tüm bunlara rağmen çok mütevazidirler. Tek başlarına büyük şeyler başaramayacaklarını bilirler, işte bu yüzden aynı zamanda liderdirler.”

OKU  Rüzgarlarla Barış

Tabi yanlış anlaşılan lider tiplerinden değil, bir ortama girdiğinde herkes ondan kaçıyorsa, ünvanı ne olursa olsun o lider değildir. Aksine bir lideri, odaya girdiği zaman insanların yüzündeki tebessüm ve gözlerindeki inançtan anlarsınız.

Bana göre de adanmışlığın karşılığı şudur: Gerekeni yapmak!

Yani insanların çoğunun dediği gibi elinden geleni yapmak değil. İlk bakışta güzel gibi duruyor bilirsin… Elimden geleni yaptım” demek. Tabi bunun sonrası da bellidir: Ama olmadı. Elimden geleni yaptım ama olmadı. Buradaki sorun elinden geleni yapmak değil, daha baştan elinden gelenin ne anlama geldiğini yanlış tanımlamaktır. Çoğu insan denemekle eş tutar bunu ve elimden gelen budur der. Hani bir atasözünde olduğu gibi: Olduğu kadar, olmadığı kader… Halbuki ne diyordu büyük şair Fuzuli: Ey insan, kadere az bahane bul, buğday ektin de arpa mı biçtin?

  1. Ne istediklerine karar verirler
  2. Bunun için ne yapmam gerekiyor? Diye sorarlar.

İnanan bir kişi, ilgi duyan doksan dokuz kişilik bir orduya bedeldir.

John Stuart

Sonra da her ne gerekiyorsa yaparlar. Yani o işi başarmak için yapılması gereken her ne ise harcanması gereken emek, öğrenilmesi gereken bilgiler, edinilmesi gereken yetenekler her ne ise sadece onlara bakarlar. Çünkü bilirler ki dünya insanların istekleri etrafında değil, neden sonuç yasası etrafında döner. Nedenleri bir araya getirirsin ve ortaya bir sonuç çıkar. Mesele budur…

5) Kendinden Daha İyi Konumdaki İnsanlarla Vakit Geçir

Eğer bir gruptaki en akıllı insan olduğunuzu düşünüyorsanız oradan uzaklaşmalısınız.

Les Brown

İnsanların çoğu kendilerinden daha akıllı ve başarılı insanlarla bir arada olmayı tercih etmez, hatta onlardan olabildiğince kaçar. Çünkü bu, onların eksik ve özgüvensiz hissetmesine neden olur. Daha düşük seviyede insanları etraflarında tutarak kendilerini daha başarılı hissetmeyi tercih ederler. Sonuçta ne mi olur? Büyüme ve gelişmeleri durur. Çünkü etraflarında onların ileriye atılmasını tetikleyecek bir insan, bir etken ya da fikir kalmamıştır.

Ancak tanıdığım en başarılı insanlar, her zaman onları ileriye iten, eksik yönlerini fark ettiren ve onlara yeni şeyler öğretenlerin yanında olmayı tercih ediyorlar.

“Sizden daha iyi insanlarla takılmaya çalışın. İş arkadaşlarınızı, davranışları sizden daha iyi olanlardan seçin. Zamanla onlara benzediğinizi göreceksiniz.”

Warren Buffet

Sevgili dost, yeni bir yazıda buluşana kadar kendine iyi bak ve sevgiyle kal. Senin başarına, senin büyüme zihniyetine. 😊

Görüşlerini Paylaşmak İster Misin?