Sevgili dost, bugün sana çok sevdiğim ve ilham aldığım birinin başarı ve liderlik üzerine yaptığı bir konuşmasından bahsedeceğim. Simon Sinek, özellikle liderlik; insanlara ilham verme, organizasyon yönetme ve insanlarla birlikte başarıyı inşa etme gibi konularda çok önemli çalışmalara imza atmış bir adam. Dünyaca ünlü birçok şirkete danışmanlıklar yapan, doğru modelleri sistematik bir şekilde uygulayarak onları başka bir seviyeye taşıyan bir uzman. Ben de şimdiye dek kitaplarından, TED konuşmalarından ve fikirlerinden çok ilham aldım, kendisinden çok şey öğrendiğim. Sinek, davet edildiği bir konferansta, başarıya ulaşmak isteyenler için 5 basit kuralından bahsedebileceğini anlatmıştı. Bana göre her biri altın değerinde tavsiyelerden oluşan bu kuralları seninle de paylaşmak istiyorum.
1) Kendi Yolundan Git
Hayatta yapmak istediklerinizi bulmak ve hayallerinize ulaşmak için izlemeniz gereken 5 basit kuralım var. Bunlardan birincisi daima istediğinizi şeylerin peşinden gitmektir. Ama bu arada istedikleri şeylerin peşinden giden başka insanlarla da karşılaşacaksınız. Ancak sıranızı beklemek zorunda değilsiniz. Başkalarının yaptığı gibi yapmak zorunda değilsiniz. Kendi yolunuzu oluşturabilirsiniz. Başkalarının söylediklerine bakmak zorunda değilsiniz.
2) Hatalarınla Yüzleş
18.Yüzyılda, Avrupa’da yaygınlaşan Kara Lohusa Ölümü diye bir hastalık vardı. Puerperal Humma ya da Lohusalık Humması da deniyordu. Ve olan şey şuydu. Doğum yaptıktan 48 saat sonra ölmeleriydi. Bu bir asır boyunca devam etti. Ve sürekli daha kötüye gitti. Hatta Amerika’ya kadar ulaştı. Doğum yapan kadınların %70’i ölüyordu. Dönem Rönesans dönemiydi. Deneysel veri ve bilimsel araştırma dönemiydi, gelenek ve mistisizm gibi şeyleri hayatımızdan çıkarmıştık. Bilim insanları Kara Lohusa Ölümü denen hastalığın sebebini araştırmaya başladılar. Sabah kalkıp ölen kadınların otopsisine giriyor ve sonra bebeklerin doğumuna giriyor ve rutin faaliyetlerini tamamlıyorlardı. Bu uzun yıllar böyle devam etti ve sonra Doktor Oliver Wendell Holmes diye bir adam, sabah saatlerinde otopsi yapan doktorların ellerini yıkamadan doğuma girdiklerini tespit ederek; “Arkadaşlar sorun sizde” dedi. Doktorlar onu dinlemek bir yana, hatalarını kabul etmeyerek ona 30 yıl boyunca deli muamelesi yaptılar. Ta ki birileri ellerini iyice yıkayıp, aletlerini sterilize ettikten sonra Kara Lohusa’nın ortadan kaybolduğunu fark edene kadar. Demek istediğim şu ki, burada alınması gereken ders; “Bazen sorun sensindir” bu durumun aynısını yakın zamanda yine bilim insanları ve finans uzmanlarında gördük. İşler kötüye giderken kendilerinden başka herkesi suçladılar. Burada demek istediğim, başarılı olmak istiyorsan sorumluluk üstlenmelisin. Başarılı olduğun zaman insanların tebriklerini nasıl kabul ediyor ve kendin ile gurur duyuyorsan, hata yaptığın zaman bunu kabul edip sorumluluğun almalısın.
3) Yardım Al ve Yardım Et
Birbirinizi gözetin. Birleşik Devletler Seal Deniz Komandoları belki de dünyanın en seçkin savaşçılarıdır. Komandolardan birine hangi adayların programı başarıyla bitirdikleri ve komando olmaya hak kazandıklarını sordum. “Kimin komando olabileceğini söyleyemem belki ama kimin olamayacağını söyleye bilirim.” dedi. “Dünyaya ne kadar güçlü olduklarını şişirilmiş kasları ve dövmeleri ile göstermeye çalışanlar var ya işte onlar komando olamazlar. Sorumluluklarını sürekli başkalarının üzerine atan ve kendini beğenmiş olanlar da komando olamazlar. Kendilerini sonuna kadar zorlamayan hiç kimse bu sınavı geçemez. Bunu başaranlar belki sıska ve cılız görünüyor olabilir. Bunu başarabilenlere baktığımız zaman, aslında korkudan titrediklerini görürüz. Komando olabilenlerin her şeyini sonuna kadar kullandıklarını ve kanlarının son damlasına kadar mücadele ettiklerini görürüz. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan gücü kalmayanlar yanındakilere yardım etmek için ihtiyaçları olan enerjiyi ive kuvvetleri içlerinde hissederler ve ortaya çıkarırlar. İşte bu insanlar komando olurlar. Seçkin bir savaşçı olmak istiyorsanız bu sizin fiziksel olarak ne kadar güçlü olduğunuz ile ilgili değildir. Ne kadar akıllı veya hızlı olduğunuzla da ilgili değildir. Eğer seçkin bir savaşçı olmak istiyorsanız, sağınızdaki ve solunuzdaki insanlara yardımcı olmak için en iyisini yapmanız gerekiyor. İşte insanlar bu şekilde bir yerlere geliyorlar. Yani size tavsiye ettiğim şey, eğer hayatta ne yapmak istediğinizi belirlediyseniz, hedeflerinizi bulduysanız, kime yardım edeceğinizi ve kimden yardım isteyeceğinizi biliyorsunuz demektir. Bu becerinizi geliştirin, pratik yaparak birbirinize yardımcı olmayı öğrenin. Yani sizden yardım istendiği zaman yardım etmek ve herhangi bir şeyi yapamayacağınızı düşündüğünüz zaman birinden yardım istemek önemlidir. Büyük başarılar, tek başına kazanılmaz. İnsanlara yardım ederken gelişir ve güçlü olduğunuzu hissedersiniz. Yardım istediğinizde ise çevrenizde size yardım edecek insanlar olduğunu fark edersiniz.
4) Dinlemeyi Öğrenmelisin
Nelson Mandela, özellikle liderler dünyasında özel bir yere sahiptir. Çünkü o evrensel bir lider olarak kabul edilir. Mensubu olduğunuz ulusa bağlı olarak değişik bazı şahsiyetleri de ele alabilirisiniz. Bu kişiler hakkında her birimizin farklı görüşleri olabilir. Ancak dünya çapında Nelson Mandela evrensel açıdan mükemmel bir lider olarak kabul edilir. Aslında bir kabile şefinin oğluydu. Ve bir gün kendisine “Büyük bir lider olmayı nasıl öğrendiniz?” diye soruldu. Ve bu soruya cevabı şöyle oldu: Babamla kabile toplantılarına birlikte giderdik. Ve babam kabilenin diğer önde gelenleri ile görüşmeye gittiği zaman iki şeye hep dikkat ederdi. Birincisi her daim halka şeklinde oturulurdu. İkincisi ise babamın her zaman konuşan en son kişi olmasıydı. Hayatınız boyunca bir şeyler anlatabilmeniz için dinlemeyi öğrenmeniz gerektiği ve bir toplulukta konuşacak son kişi olmayı öğrenmeniz gerektiğini söyleyebilirim. Haftanın her bir günü yönetim kurulu toplantılarına katılıyorum. Kendilerini lider olarak gören insanlar “İşte sorunumuz bu, bununla ilgili düşüncem bu, fakat sizin fikrinizi de merak ediyorum, hadi sizleri dinleyelim.” diyorlar. Tabi artık çok geç… Herkes konuşana kadar, fikirlerinizi kendinizde saklama becerisi iki şeye sebep olur. Birincisi; hereksin gerçek hislerini duyma imkânı ve herkes katkıda bulunduklarını hissetme olanağı vermiş olursunuz. İkincisi ise düşüncenizi paylaşmadan önce herkesin düşündüğü şeyleri işitme fırsatı elde edersiniz. Bu beceri gerçekten görüşlerinizi kendinize saklama becerisidir. Biri ile aynı görüşteyseniz, başınız ile onayladığınızı göstermeyin. Aynı görüşte değilseniz, yine başınız ile onaylamadığınızı göstermeyin. Sadece öyle oturun ve karşınızdakinin ne anlatmak istediğini iyice dinleyin, ona sorular sorun. Bu sayede neden o şekilde düşündüklerini öğrenme fırsatınız olur. Sadece ne söylediklerini değil, neden o görüşte olduklarını da öğrenirsiniz. Nasılsa en sonunda konuşma sırası size gelecek. Aslında çok kolay görünüyor ama değildir. Aynı Nelson Mandela gibi en son kişi olarak konuşmayı öğrenin ve bir lider gibi davranın.
5) Neye İtibar Edeceğini Doğru Seç
Büyük bir konferans sırasında, binlerce kişinin önünde konuşma yapmak üzere davet edilen eski bir savunma müsteşarı vardı. Arkasında Power Point sunumu ve elinde de bir bardak kahve vardı. Kahve köpük bardaktaydı. Kahvesinden bir yudum aldı ve gülümsedikten sonra şöyle anlattı: “Biliyorsunuz, geçen sene de aynı konferansta konuştum. Geçen sene müsteşardım. Buraya beni Business Class ile uçurdular. Havalimanında beni karşılayıp otelime götürmek için hazır bekliyorlardı. Otelde rezervasyonum hazırdı, odama kadar eşlik ettiler. Ertesi gün aşağı indim ve benim için özel olarak bekleyen bir görevli vardı. Beni buraya getirip özel bir odaya adlılar. Bana seramik bir fincanda kahve getirdiler. Buradan alınması gereken ders, seramik fincan asla benim için değil. Konumum ve pozisyonum içindi. Gördüğünüz gibi ben aslında köpük bardak hak ediyorum. Şöhret kazanmaya, servet sahibi olmaya başladığınız zaman insanlar size daha iyi davranmaya başlarlar. Kapınızı tutarlar, size “Beyefendi ya da hanımefendi diye hitap eder ve hürmet gösterirler. Ancak tüm bunlar sizin konumunuz içindir, sizin için değil. Nasıl adlandırırsanız adlandırın ama bunu hiç unutmayın. Aslında hak ettiğiniz köpükten yapılmış bir fincan kahvedir. Bu yüzden bu tarz davranışlara itibar etmeyin, mütevazı olun. Başkalarının size göstereceği saygı yerine kendi kendinize saygı gösterin ve kendiniz olun. Kim olduğunuzun farkında olun. İnsanların gözünde kim olduğunuza değil, kendiniz hakkında kendi düşünce ve duygularınıza önem verin.
Umuyorum, çok faydalandığım bu konuşma senin için de yararlı olmuştur. Yeni bir yazıda buluşana kadar kendine iyi bak ve sevgiyle kal 😊
Mükemmmel 👍👍👍