Barış Ege – Profesyonel Koç, Yazar, NLP ve Bilinçaltı Uzmanı

logo

O’nu Değil O’ndan Düşün!

Sevgili dost, seninle uzun süredir burada buluşamıyorduk ama takip ediyorsan podcast ve videoalar vasıtası ile bir araya geliyorduk. Bir daha bu kadar uzun süre ayrı kalmamaya niyet ederken, çok önemli bir konu ile geri döndüğümü de belirtmek istiyorum.

İstediğin herhangi bir şeyi elde etmek ya da daha büyük ölçekte hayallerindeki hayata sahip olmak için hayal gücünü nasıl kullanacağın ile ilgili konuşacağız bugün. Sana daha önce görselleştirmenin, imajinasyonun öneminden bahsettiğimi hatırlıyor olmalısın. Bugün bunların da bir üst versiyonundan yani “Ondan düşünme” konusundan bahsedeceğim. Bunu da “Kendi Kendine Yardım” ekolünün en önemli temsilcilerinden, ünlü yazar Neville Goddard’ın ağzından aktaracağım sana:

“Kendimizi bir kimlikten koparırsak ve her an olabilirsek, şartlar ve koşullar ortadan kalkar.

1933 sonbaharında New York’ta Abdullah’a bir sorunla yaklaştım. Bana basit bir soru sordu: “Ne istiyorsun?”

Kışı Barbados’ta geçirmek istediğimi ama meteliksiz kaldığımı söyledim. Kelimenin tam anlamıyla bir nikelim yoktu.

“Kendini Barbados’ta tasavvur edersen” dedi, “Barbados’u düşünmek yerine, dünyayı o bilinç halinden görüp, dünyaya bakarsan, kışı orada geçireceksin.

Oraya ulaşmanın yolları ve araçlarıyla ilgilenmemelisin, çünkü zaten Barbados’ta olmanın bilinç durumu, hayal gücünle meşgulse, kendisini gerçekleştirmek için en uygun araçları tasarlayacaktır.”

İnsan kendini görünmez kimliklere adayarak, kendi dışında olduğunu bildiği şeylerle hayal gücünü kaynaştırarak yaşar ve bu birleşmenin sonuçlarını yaşar. Yaşananların doğal yaşamlarını sürdürdüğü durumdan kopmadıkça kimse sahip olduğunu kaybedemez.

Abdullah bana, “Kendini tam olarak yerine getirdiğin arzu halinde hayal etmelisin ve dünyaya Barbados’tan bakarak uykuya dalmalısın” dedi.

Gözlem yoluyla betimlediğimiz dünya, onu kendimize göre tanımladığımız gibi olmalıdır. Hayal gücümüz bizi arzu edilen duruma bağlar. Ama hayal gücünü, sonu düşünen biri olarak değil, sondan düşünen bir katılımcı olarak ustaca kullanmalısın. Aslında hayal gücünde orada olmalısın. Bunu yaparsan, öznel deneyimin nesnel olarak gerçekleşecektir.

“Bu sadece bir hayal değil,” dedi, “deneyimle kanıtlayabileceğin bir gerçek.”

Yerine getirilen dileğe girme çağrısı, sondan düşünmenin sırrıydı. Her durum, onu düşündüğün sürece zaten “salt olasılık” olarak oradadır, ancak ondan düşündüğünde çok güçlü bir gerçektir.

Hemen orada ve sonra, düşüncelerimi duyu sınırlarının ötesinde, şu anki durumumun varlık verdiği yönün ötesinde, zaten Barbados’ta olma duygusuna ve dünyaya bu noktadan bakma duygusuna sabitleyerek başladım.

İnsanın uykuya dalarken dünyayı hangi noktadan gördüğünü bu durumun önemini vurguladı.

O gece ve ondan sonraki birkaç gece, babamın Barbados’taki evinde olduğumu zannederek uyuyakaldım. Bir ay içinde kardeşimden, Noel’de aileyi bir araya getirmek için güçlü bir arzusu olduğunu söyleyen ve ekteki Barbados vapur biletini kullanmamı isteyen bir mektup aldım. Kardeşimin mektubunu aldıktan iki gün sonra denize açıldım ve Barbados’ta harika bir kış geçirdim.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR  En Sevdiğim Kitaplardan Alıntılar #3

Bu deneyim, eğer alışkanlık haline getirir ve sondan düşünürse, insanın istediği her şey olabileceğine beni ikna etti.

Aynı zamanda, suçu dışsal şeylerin dünyasına atarak artık kendimi mazur gösteremeyeceğimi -iyiliğimin ve kötülüğümün kendimden başka bir bağı olmadığını- bunun dünyaya nasıl baktığıma bağlı olduğunu gösterdi.

Seçiminde özgür olan insan, her zaman akıllıca olmasa da özgürce seçtiği kavramlara göre hareket eder. Akla gelebilecek tüm durumlar bizim seçimimizi ve meşguliyetimizi bekliyor, ancak hiçbir mantıklı düşünme, bize sahip olmaya değer tek şey olan bilinç durumunu vermeyecektir.

Aranacak tek şey hayal gücüdür. Geri kalan her şey boşuna emektir. Bu yolda, hayal gücümüzü hangi yere veya duruma aktarırsak, o yere veya duruma fiziksel olarak da yöneleceğiz.”

Sevgili dost, bu Neville Goddard’ın çok uzun yıllar önce tecrübe ettiği bir olay. Kendisinden sonra gelenler bu öğretileri aldı, geliştirdi ve bambaşka sistematiklere çevirdi. Nice başarılı sanatçı sahneye çıkmadan önce kullandı bu teknikleri. Uluslararası turnuva ve olimpiyatlarda nice şampiyon aynı tekniği kullandı. Hatta sadece bireysel yarışmacılar değil, takımlar da kullandı. Girişimciler, konuşmacılar, yazarlar ve daha birçokları…

Belki aklından şunlar geçiyordur; “İyi de madem bu kadar eski, bizler neden bilmiyoruz bunları?” Aynı soruları ben de sordum elbette 😊 Bana göre  cevap şu; sistemin kasıtlı olarak farklı şeyler dayatıyor olmasının yanında, bizim de hayal gücümüzü hep kötüye kullanmayı tercih etmiş olmamız. Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Hayal gücümüzü hep endişe, kaygı, korku ve negatif olaylar üzerine kullandık. Bunlarla o kadar meşgul olduk ki hayal gücümüzü iyi şeyler için kullanabileceğimizin farkında bile olmadık.

Ancak hiç önemli değil. Bir odanın ne zamandır karanlık olduğunun hiçbir önemi yoktur çünkü ışığı açtığın anda karanlık hükümsüz kalır. Yani istediğin an ışığı yakabilirsin.

Senin ışığına, senin hayal gücünü faydalı işler için kullanmana, senin yeni hayatına.

Sevgiyle kal 😊

Merhaba 🙂
Kendine inanman, daha mutlu, başarılı ve refah içinde hissetmen için

Seni üceretsiz e-bülten ailemize katılmaya davet ediyoruz

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Görüşlerini Paylaşmak İster Misin?

Barış Ege - Profesyonel Koç, Yazar, NLP ve Bilinçaltı Uzmanı sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et