Sevgili dost, bugün sana ünlü oyuncu Jim Carrey’den öğrendiğim, öğrenmekle kalmayıp aldığım ilham ile hayatıma çok şey kattığım 3 önemli hayat dersini paylaşacağım. Onu ne kadar tanıyorsun bilmiyorum ama Jim Carrey tek kelimeyle sektöründe zirveye çıkmış bir adam. 3 Altın Küre ve alanında bir rekor olan 9 MTV ödülü var. Ancak bana göre Carrey sadece başarılı bir oyuncu değil, hayatı çok iyi anlayan ve kendisinden çok şey öğrenilmesi gereken bir bilge. Benim ondan öğrenip hayatıma entegre ettiğim 3 ders ise şöyle:
Düşlemenin Gücü İle Çekim Yasasını Çalıştırmak
Jim Carrey’in hayatında çok önemli bir yeri olan ve milyonlarca insana ilham olan 10 Milyon Dolarlık bir çek hikâyesi vardır. Bunu, kendisi alanında zirveye çıkmış harika bir kadının, Oprah Winfrey’in programında anlatmıştı.
Winfrey, programda Carrey’e, “Belli ki ünlü olmanın kaderinde olduğunu içinde bir yerlerde biliyordun, yaptığın gözünde canlandırma müthiş bir şey, bunu anlatır mısın? Diye sormuştu.
Carrey şöyle anlatmıştı; “Eski bir arabam vardı, her gece Beverly Hills’deki Mulholland Drive’a gider ve oraya park edip geleceğimi gözümde canlandırırdım. Tamamen meteliksiz günlerimdi ama ben hayal ettiğim şeylerin bana doğru geldiğini gözümde canlandırırdım. O zamanlar hiçbir şeyim yoktu ama bu kendimi çok iyi hissettirirdi. Aslında bütün istediklerime sahibim, sadece onları henüz teslim almadım derdim…

Winfrey, “Peki, kendine yazdığın çek hikâyesi nedir?” diye sorunca da şöyle cevap vermişti;
“Kendime, oyunculuk hizmetlerim karşılığında 10 milyon dolarlık bir çek düzenleyerek cüzdanıma koymuştum. Bunun için kendime 5 yıl süre vermiştim ve hedefim 1995 yılının Şükran Günü’ydü. Çek, zaman geçtikçe cüzdanımda yıpranmıştı. Tam Şükran Günü öncesinde, Salak ile Avanak filminden 10 milyon dolar kazandım”
Carrey, sözlerini şöyle bitirmişti, “Tabi mesele şu ki, sadece gözünde canlandırarak karnını doyuramazsın, bununla birlikte harekete geçmen gerek”
“Önce sen hayallerini oluşturursun, sonra hayallerin seni.”
Bugün Carrey’den bahsediyor olsak bile emin olabilirsin ki bu zirve noktada başarılı olmuş hemen herkesin yaptığı bir şeydir. Olmada olmuş gibi davranarak, hayalini daha elde etmemişken yaşamaya başlamak ve olmasını beklemek yerine oldurmak…
Ne Olursa Olsun Sevdiğin İşi Yapmak
Bir üniversiteye davet edilen Jim Carrey, burada yine hepimize çok önemli bir gerçekten bahsederken şöyle anlatıyordu:
“Aslında babam da komedyen olmak konusunda son derece yenetekliydi. Ancak o bunun yerine geleneksel bir işi tercih etti çünkü korkuyordu ve bir şirkette muhasebecilik yapmaya başladı. Sırf geçim sıkıntısından korktuğu için sevmediği bir işi yapıyordu. Bununla birlikte ben 12 yaşımdayken babam işten kovuldu ve biz ailecek çok zor günler geçirdik. Babamdan çok önemli bir ders almıştım o da şuydu; madem sevmediğin bir işi yaparak da başarısız ve parasız kalma ihtimalim var, o halde bu ihtimali sevdiğim işte denemeyi tercih ederim.”

Bu da çok önemli bir ders çünkü bugün insan oğlunun başına ne geldiyse hep korku ve kaygılarına kulak vermesinden ötürü gelmiştir. Les Brown’ın dediği gibi,
“Çoğumuz hayallerimizi yaşamıyoruz çünkü korkularımızı yaşamakla meşgulüz.”
Korkularına kulak verecek olursan, asla içindeki gücü hissedemez ve potansiyelini zayi edersin. Ancak bir kere geldiğin şu hayatta, hayallerinin peşinden gidersen, belki bir dönem zorluk çekersin ancak mutlaka istediklerine ulaşırsın. Hadi diyelim ki ulaşamadın, en azından zaman ve enerjini senin için anlamlı bir şey için harcamış olur, boşa yaşamazsın.
En İyinin Dışında Bir Şey Kabul Etme!
Bu da bana ilham veren muhteşem bir ders. Elbette burada gözünü kör eden bir hırsın peşinden gitmekten bahsetmiyorum. Elde ettiklerinle yetinmezsen, hem kendi hayatını, hem de başkalarının hayatını çok daha güzel hale getirebilirsin. İşte bu son derste Carrey, yine düşlemenin gücünü kullanarak başarıları ile yetinmeyen kişilerin, çok daha fazlasını elde edeceğini anlatıyor. Yıllar önce bir ödül töreni gecesinde Carrey şöyle konuşuyordu:

“Ben iki Altın Küre ödüllü Jim Carrey… Uyumaya giderken, sadece uyumaya giden normal bir insan değilim. Hak ettiği uykunun tadını çıkaracak iki Altın Küre Ödülü Jim Carrey’im. Rüya gördüğümde de sıradan şeyler görmüyorum. Hayır efendim… Rüyalarımda üç Altın Küre Ödüllü Jim Carrey olduğumu görüyorum. Çünkü o zaman kendimi tamamlanmış hissederdim. Sonunda gerçek olurdu.”
“Yaşamın ilginç yanlarından birisi de, en iyinin dışında bir şey kabul etmeyenlere genellikle en iyiyi vermesidir.”
W. Somerset Maugham
Görüyorsun değil mi? Aynen Maugham’ın muhteşem sözündeki gibi, en iyinin dışında bir şey kabul etmiyor ve sonunda onu elde ediyor. Çünkü hak ettiğine inanıyor, kaybedenlerin yaptığı gibi, “İhtiyacım var, almalıyım, olmalıyım, yapmak istiyorum” gibi şeyler söylemiyor. Yürekten inanıyor ve kendini orada görüyor.
Sevgili dost, senin için dileğim, bu üç dersi unutmaman.
- Öncelikle her gün kendini isteklerine ulaşmış bir şekilde düşlemen. Bunu gerçekten oluyormuş gibi kabul ederek, bilinçaltında kendine yeni bir kimlik tanımlaman.
- Üzerine yakışmayan elbiseyi giymediğin gibi, kendine yakıştırmadığın bir hayatı kabul etmemen ve asla sevmediğin bir işi yaparak bir kere geldiğin şu hayatı boşu boşuna zayi etmemen. Bu arada sana bir sır daha vermek isterim; eğer sevdiğin işi yapmak için elindeki işi kaybetmekten korkuyorsan bil ki sevmediğin bir işi istediğin zaman bulursun, onlar her zaman her yerde vardır zaten. O yüzden korkma ve hayallerinin peşinden git, hemen yapamıyorsan bile en azından planla.
- Ve son olarak asla elde ettiklerinle yetinme! Hayattan en iyisini almak için büyük hayaller kur ve şimdiden onları yaşamaya başla. Carrey’in yaptığı gibi geceleri yatağına giderken, sıradan biri gibi gitme ama sadece gece düşlerine bırakma… Çünkü gece herkes düş görür önemli olan gündüz düşleri görmektir. Ve unutma ki; gündüz düşleri büyülüdür.
Senin düşlemene ve senin düşlerini yaşamana.
Sevgiyle kal 😊