Barış Ege – Profesyonel Koç, Yazar, NLP ve Bilinçaltı Uzmanı

Büyük Düşünmenin Büyüsü!

Bugün sana, hak ettiğin gibi büyük düşünerek hayatını nasıl değiştirebileceğinden bahsedeceğim. Çoğumuz için bilerek ya da bilmeyerek seçtiğimiz paradigmalarımız; çok daha fazlasına sahip olabilmemizi yahut görkemli bir hayat yaşayabilmemizi engeller. Mevcut hayatımızın %95’i, bilinçsizce ortaya koyduğumuz davranışlarımızdan, onlar da az önce bahsettiğim paradigmalarımızın var ettiği düşünce ve duygulardan oluşur.

Yani mevcut hayatımız sonuçları, düşünce ve duygularımız da sebepleri temsil eder. Ancak bunları değiştirmemiz mümkündür. William James diyordu ki:

“Benim kuşağımın en büyük keşfi, yaklaşımımızı değiştirerek hayatımızı değiştirebileceğimizi öğrenmektir.”

Şimdi seninle, yaklaşımını nasıl değiştireceğini anlatan harika bir hikâye paylaşacağım seninle. Hikâye, yazımın başlığı gibi; “Büyük Düşünmenin Büyüsü” adlı David J. Schwartz’a ait muhteşem kitapta geçiyor. Henüz okumadıysan mutlaka okumanı tavsiye ederim. Okudun ama içindekileri uygulamadıysan, kendine bu kötülüğü daha fazla yapma çünkü kitabın öğretileri, anında sonuç verecek cinsten. Kitaptan çıkardığım en önemli mesaj şu:

“Büyük düşünmek kolaydır, aslında zor olan küçük düşünmektir.”

Şimdi bahsettiğim hikâyeyi, kitapta anlatıldığı gibi aktarıyorum:

Birkaç yıl önce Detroit’te bir grup iş adamına yaptığım bir konuşmadan sonra yanıma gelip kendisini tanıtan bir bey ile konuşmaya başladık. Bana, “Konuşmanızı gerçekten çok beğendim. Bana birkaç dakika ayırabilir misiniz? Sizinle kişisel bir tecrübemi paylaşmayı çok istiyorum.” Dedi. Birkaç dakika içinde güzel bir kafeye yerleşmiş, içeceklerimizin gelmesini bekliyorduk.

“Kişisel bir deneyimim var.” Diyerek söze başladı. “Aklınızın size karşı çalışmasına izin vermek yerine sizin için çalışmasını sağlama konusunda bu akşam söylemiş olduklarınızla mükemmel bir uyum oluşturuyor. Kendimi sıradanlık dünyasından yukarıya nasıl çıkardığımı şimdiye dek kimseye açıklamadım ama size söylemek istiyorum.”

“Ben de dinlemek isterim.” Dedim.

“Şey, daha beş yıl önce, kendi başıma harıl harıl çalışıyordum. Kalıpla alet dökümü işinde çalışan sıradan biriydim. Ortalama standartlarda onurlu bir hayatım vardı. Ama ideal hayattan çok uzaktı. Evimiz çok küçüktü ve istediğimiz birçok şeyi almak için paramız yoktu. Karım, Tanrı onu kutsasın, çok fazla şikayet etmezdi. Ama alnında öyle yazıldığını kabullendiğinden olacak olacak mutlu olmaktan çok kaderine boyun eğmişti. Tatminsizliğim içimde giderek büyüyordu. Güzel karıma ve iki çocuğuma bakamama konusundaki başarısızlığımı nihayet gördüğümde içim yandı.

OKU  Zirve İsimlerden Başarı Tavsiyeleri #1

Ama bugün her şey çok farklı. Bugün iki dönümlük bir arazi üzerine kurulu güzel bir evimiz ve buraya birkaç yüz mil kuzeyde tüm yıl boyunca içinde oturabilecek bir de kulübemiz var. Artık çocuklarımızı iyi bir üniversiteye gönderme konusunda bir tereddütümüz yok ya da karım yeni giysiler aldığında kendini kötü hissetmiyor. Gelecek yaz tüm aile bir aylık tatil için Avrupa’ya gideceğiz. Gerçekten yaşıyoruz.”

“Tüm bunlar nasıl oldu?” diye sordum.

“Bütün bunlar” diye devam etti, “bu gece kullandığınız, inanmanın gücünden yararlandım deyimini kullanmaya başladığımda oldu. Beş yıl önce, burada Detroit’teki kalıpla alet dökümü şirketiyle ilgili bir işten bahsedildiğini duydum. O sırada Cleveland’de yaşıyorduk. Biraz daha fazla kazınırım ümidiyle işe bir göz atmaya karar verdim. Buraya Pazar akşamının erken saatlerinde geldim. Ancak mülakat pazartesiden önce başlamayacaktı. Akşam yemeğinden sonra oteldeki odamda oturdum ve bir sebeple kendimden gerçekten tiksindiğimi hissettim. Neden? Diye sordum kendime. Neden başarısız bir orta sınıf örneğiyim? Neden ileriye doğru ufak bir adım olacak bir işi almaya çalışıyorum?

Bugün halen beni buna neyin ittiğini bilmiyorum ama bir sayfa kâğıt aldım ve yıllardır tanıdığım ve iş sorumluluğu ile güç konusunda beni geçmiş olan beş kişinin adını o kâğıda yazdım. İkisi daha iyi bir yere gitmiş olan eski komşularımdı. Diğer ikisi kendileri için çalıştığım arkadaşlarımdı. Sonuncusu da kayınbiraderim. Daha sonra bu beş arkadaşımın daha iyi bir işten başka bende olmayan neye sahip olduklarını sordum. Zekâ konusunda kendimi onlarla karşılaştırdım ama dürüst olmak gerekirse beyin bölümünde benden daha üstün olduklarını göremedim. Aynı şekilde eğitim, namus veya kişisel alışkanlıklar konularında da beni yenemeyeceklerini söylersem yalan olmazdı.

Son olarak, herkesin sıkça duyduğu bir başka başarı kriterine geçtim. Girişim… Burada kabul etmekten nefret ediyorum ama etmeliydim. Girişim konusundaki kayıtlarım başarılı arkadaşlarımın çok altında olduğumu gösterdi. Saat sabahın üçü olmuştu ama zihnim şaşılacak derecede açıktı. İlk defa zayıf olduğumu keşfettim. Her zaman küçük bir sopa taşımıştım. İyice derine gidip kendimi inceledim ve girişimcilik konusunda yetersiz kalmamın nedeni olarak kendimi yeterince değerli görmemiş olduğum ortaya çıktı.

OKU  Beyninde Bir Köpek Balığı

Gecenin kalan kısmında orada öylece oturdum ve kendime olan inanç eksikliğinin öteden beri nasıl etkisi altına almış olduğunu, aklımı kendime karşı nasıl kullanmış olduğumu gözden geçirdim. Beni ileriye götürmek yerine götürmemek konusunda kendime ne gibi öğütler vermiş olduğumu buldum. Kendimi ucuza satıyordum. Yaptığım her şeyde kendi değerini düşürmenin izlerini buldum. Sonra, ben kendime inanana kadar kimsenin bana inanmayacağı kafama dank etti.

Tam o zaman karar verdim. O andan sonra kendimi ikinci sınıf hissetmeyecektim. Bundan sonra kendimi ucuza kaptırmayacaktım.

Ertesi sabah kendime güvenim devam ediyordu. İş mülakatı sırasında yeni bulmuş olduğum kendime güvenimin ilk sınavını verdim. Mülakat için gelmeden önce o sıradaki işimden kazandığım paranın 750 veya 1000 dolar fazlasını isteyebilme cesaretine sahip olabileceğimi umuyordum. Ama şimdi, değerli bir insan olduğumu fark edince bunu 3500 dolara çıkardım. Ve işi aldım. Kendimi satabildim çünkü o uzun gece boyunca yaptığım kişisel analizden sonra içimde kendimi daha fazlaya satabilecek şeyler olduğunu buldum.

O işi aldıktan sonra iki yıl içinde müşteri bulabilen biri olarak tanınmaya başladım. Daha sonra kriz dönemine girdik. Bu beni daha da değerli yaptı çünkü o endüstrideki en iyi işi yapanlardan biriydim. Şirket yeniden organize edildi ve bana önemli bir miktarda hisse ile para verildi.”

Kendi değerini bildiğinde, hak ettiğine inandığında, kendini başkalarından önce kendine hak ettiğin gibi satabildiğinde, her şeyin çok hızlı değiştiğini göreceksin. Senin büyük düşünmene, senin başarına, önce paradigmanı, sonra hayatını değiştirmene.

Sevgiyle kal 😊

Görüşlerini Paylaşmak İster Misin?