“Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.”
Platon
Tıbbın babası, astronom ve düşünür İbn-i Sina, şöyle bir deney yapar:
Aynı şartlarda büyümüş, aynı yaş ve kiloda iki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Onları aynı nitelik ve miktarda yemlerle besler, yani tüm şartları eşit olarak ayarlar her iki kuzu için.
Üstat bununla birlikte başka bir kafese de bir kurt koyar. Ancak bu kurdu kuzulardan sadece bir tanesi görebilmektedir, diğeri kuzu kurdun varlığından bile habersizdir.
Aradan, mevcut şartların aynı şekilde devam ettiği birkaç ay geçer aradan ve bu arada kurdu görebilen kuzu iyice zayıflar, adeta bir deri bir kemik kalır, tabi sağlığı da bozulmuştur. Aslında kurtta kafestedir ve kuzuya bir şey yapamaz ancak zavallı kuzu yaşadığı korku, stres ve beslenme yetersizliği yüzünden bir süre sonra ölür… Diğer kuzunun ise kurttan haberi yoktur ve sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam eder.
Sayısız araştırması, yazdıkalrı, deneyleri ve yaşantısı ile insanlığa büyük katkılar sunan İbn-i Sina, bu deneyi zihinsel bir durumun, sağlığımız ve hayata karşı tutumumuza etkisini anlamak amacını taşıyordu. Deneydekinin bir kuzu olduğuna bakmayacağını tahmin edebiliyorum… Çünkü bizler için de durum faklı değildir.
Üstadın yaşadığı dönemi düşününce, deneyin en az bin yıl önce yapıldığını anlıyoruz. Ancak hep inandığım bir şeyi doğruluyor. Yaşadığmıız zaman, kullandığımız ekipmanlar, ulaşılan teknoloji her ne kadar değişiyor olsa da insan fıtratı değişmiyor. Korkularımız ve onların mahiyeti de tabi.
Deneydeki kuzu, kurt tarafından saldırıya uğramadı, zaten kurdun böyle bir imkânı da yoktu. Ancak kuzu, böyle bir şeyin olabileceği ihtimali üzerine, yaşadığı korkunun etkisi ile zayıfladı ve sonunda öldü. İşte korkuları biz de böyle yaratıyoruz. Adeta zihnimizde bir resim yapıyor ve sonra kendi yaptığımız resmi inceleyip korkuyoruz.
Korku, hayal gücünü kötüye kullanmaktır!
Bu yazının başlığı; “Korkularını Yen” değil, çünkü var olmayan bir şeyi yenemezsin. “Korkularınla Savaş” da değil çünkü hayal gücün ile var ettiğin bir şeyle savaşamazsın. Yazının başlığı “Korkuların ile Yüzleş” çünkü yüzleşirsen, aslında ortada korkmanı gerektiren bir şey olmadığını görürsün 😊
Bir düşün! Korktuğun şey nedir? Olacak ya da olacağını düşündüğün bir şeyden yani olmamış bir şeyden korkuyorsun. Korku her daim şu an olmayan bir şey adına hissedilen duygudur. Yani var olmayan bir şey için ızdırap çekiyorsun. Peki yüzleşirsen ne olur? Her şeyden önce onu tanımlarsın. Durduk yere hayal gücünü zorlayarak çizdiğin resme bir bakarsın.
“Korkunun kaynağı, bilgisizliktir”
Ralph Waldo Emerson
Emerson ne güzel söylemiş değil mi? Kaynak bilgisizliktir. Onun hakkında bilgi sahibi olacak olursan, her şeyi değiştirebilirsin. Şimdi eline bir kağıt kalem alıp şu sorulara cevap ver ve ne kadar rahatladığını gör:
- Koktuğum şey gerçekleşirse en kötü ne olabilir?
- Bunu engellemek için ne yapabilirim?
- İstemediğim bir şeyi düşünmek yerine hayal gücümü istediğim bir şeye yoğunlaştırırsam hayatımda neler değişir?
- Hayal gücüm hiç olmamış bir şey yüzünden bana ızdırap verebiliyorsa aynı gücü bana ilham verecek şeyler için nasıl kullanabilirim?
Zihninde var ettiğin her ne ise onunla şimdi yüzleş ve aslında korkulacak bir şey olmadığını gör. Çünkü korku, çoğunlukla korkulan şeyden bile daha büyük hale gelir. O yalnızca bir duygudur ve kendi yarattığın duyguyu, istediğin zaman ortadan kaldırabilirsin. Yapabileceklerinin önüne set çekmeyi bırak ve şimdi eyleme geç! Eylem, korkuyu tedavi eder.
Senin yüzleşmene, senin başarına.
Sevgiyle kal 😊
One comment