Rüzgarsız bir havada uçurtma uçurmayı denediğin oldu mu hiç? Olduysa hatırlayacaksın ki, uçurtman yükselmemiştir. Peki bunun anlamı nedir? Zorluklar olmadan hayat sürdürülemez, direnç olmadan kimse kendini tanıyamaz. Sana meydan okuyan bir şey ile karşılaşmadığın sürece güçlenemez, büyüyemezsin.
Hipnoterapist Lindsay A. Brady, yirmi binden fazla danışanı ile yaptığı çalışmalarının ardından, insan davranışları ile ilgili şu bulgusunu paylaştı: “Davranışlarımızın temelinde, etrafımızdaki olayları algılama şeklimiz var. O olayların gerçekten ne oldukları değil.”
Sınava hazırlanan birçok öğrenci sorular zor olduğu için öfke ile yaklaşıyor çünkü bunu kendisi için bir ceza gibi algılıyor. Evliliği bitme noktasına gelen insanlar “Moralim çok kötü çünkü boşanıyorum” diye durumu açıklamayı tercih ediyor. Bugün yaşadığımız koşullarda birçok insan “Pandemi hayatımı alt üst etti, hastalıktan korkuyorum, ölümden korkuyorum, işsiz kaldım” diyerek depresif yaklaşımlarda bulunuyor.
Tüm bunlarla ilgili bir gerçek varsa o da şu; bu insanlar duygularının sebeplerini dış dünyada olup bitenlere bağlıyorlar. Aslında morallerini bozan şey, karşılaştıkları durumun kötü olduğu yönünde bir algı geliştirmeleri.
Çünkü aynı koşullardaki başka bir öğrenci aynı sorulara büyük bir motivasyon ile yaklaşıyor, sebebi ise o soruları çözdükçe hayallerine bir adım daha yaklaştığını biliyor. Boşanma sürecindeki başka biri, bunu yeni ve özgür bir hayata açılan kapı olarak görüyor. Pandemi sürecinde hastalık ve ölüm riski ile karşı karşıya kalan, işini kaybeden birileri “Yeni koşullarda hayatımı iyileştirmek için neler yapabilirim?” sorusunun cevabını arayarak yeni bir iş ve hayat inşa ediyor.
Aslında son derce basit değil mi? Ağırlık kaldırmak, zor hareketlerle egzersiz yapmak vücudunu zorlar ama güçlendirir. Sorguladıkça, düşündükçe ve okudukça zihnin daha berrak ve daha güçlü olur. Bol bol problem çözersen bol bol öğrenirsin. O halde sorun nerede? Karşılaştığın şeyleri algılayış biçiminde.
Bir durumu kötü olarak tanımlar ve algılarsan, moralin bozulur. İyi ya da doğru algılarsan moralin yükselir ve kendini daha iyi hissettiğin için daha iyi işler çıkarırsın. İyi haber şu ki, algılarını istediğin zaman değiştirebilirsin. Her koşulu büyümek ve misyonunu tamamlamak için bir fırsat olarak algılamayı seçebilirsin.
Yorulduysan bunun anlamı dinlenmeye ihtiyacın olduğudur, acıktıysan yemek yemen gerekiyordur. İşsizsen bir an önce iş bulman gerekiyordur, mutsuzsan mutluluğu yanlış yerde arıyorsundur. Yani bunların tamamı, bir şeyler yapman gerektiğini söyleyen mesajlardır. Hiçbiri hayatın adil olmadığı, ya da tüm dünyanın toplanıp senin üstüne geldiği anlamı taşımıyor.
Şimdi mutsuzluğun ne anlama geliyor? Buna mahkum olduğun anlamına mı, yoksa şimdiye dek onu yanlış yerde aradığın anlamına mı? Belki de sana, doğru yere bakarsan onu bulabileceğini söylüyordur 😊 Sorularını değiştirirsen, hayatı algılama şeklin değişir ve tabi cevapların da. Cevapların değişirse hayatın değişir.
İşte birkaç öneri;
Bu koşullar zor olmasına rağmen mi, zor olduğu için mi iyi bir fırsat?
Bu yaşadıklarım kendime gelip toparlanmam konusunda bana neler söylüyor?
Burada hangi yaklaşım beni daha güçlü kılar?
Bu koşullar karşısında ne yaparsam hayatımı daha iyi hale getiririm?
Uçurtmaları unutma! Rüzgara sitem etme ve yükselmek için onu nasıl kullanacağına odaklan. Ve kaçmak yerine Ahmet Hamdi Tanpınar’a kulak ver;
“Hiç kendini denemeyecek misin, kim olduğunu, ne olduğunu bilmeden mi ölçeksin?”
Senin algılarını düzeltmene, senin kendini denemene, senin kendini keşfetmene.
Barış Ege