Barış Ege – Profesyonel Koç, Yazar, NLP ve Bilinçaltı Uzmanı

Acı Çekiyor Olmanın Tek Sebebi…

“Acı çekiyor olmanın tek sebebi, olana direnmendir”

Buda ne güzel söylemiş ve aslında hayatı özetlemiş…

Zira bugün yaşadığımız herhangi bir olayın sonucunda yaşadığımız fiziksel ya da psikolojik acının büyük kısmı aslında başımıza gelen olaydan değil, onu karşılama biçimimizden kaynaklanıyor.

Depresyonunda en önemli sebeplerinden biri yine kabullenmek ve çözüm aramak yerine olana direnmekten, yani yok saymaktan kaynaklanıyor. Bugün insanların büyük kısmının mutsuz olmasının en önemli nedenlerinden biri budur. Çünkü inkâr öfkeyi, öfke yok saymayı, dolayısı ile depresyonu beraberinde getirir.

Güç, zenginlik ve duyumsanmak istenilen hazların gerekliliklerini tespit etmek yerine fütursuzca peşinden koşuluyor ve doğal olarak da ulaşılamıyor. Bunun sonucunda da keder ve mutsuzluk oluşuyor. Halbuki bunlar için değişmek gerektiğini anlayacak olsak, direnmek yerine “Neye ihtiyacım var?” diye sorsak aslında çok da zor olmayacak ve acımız katmerlenmeyecek.

Değişime karşı koymanın başka bir versiyonu ise her şeyin geçici olduğunu düşünüp çaresine, çözümüne bakmak yerine; “Neden benim başıma geldi, olmamalıydı, ben bunu hak etmedim, nasıl olur, nasıl bunu söyler” gibi faydasız karşı koyuşlar ile küçücük bir şeyi devasa hale getirmektir. Bu da çekilecek acıyı katmerli hale getirir.  

Bunlar yerine hayatı anlamaya çalışacak olursak, acıyı kabullenip tanımlayacak olursak, ne ile karşı karşıya olduğumuzu ve nasıl atlatacağımızı da kolayca keşfederiz. İnkâr etmenin bir faydası yok ki, biz büyük bir sınavdayız.

OKU  En Sevdiğim Kitaplardan Alıntılar #3

Ancak böyle büyüyebiliyoruz (fiziksel ve mental olarak) Anlamak zorundayız ki; biz doğumdan sonra tek başına bırakılacak olsa yaşayamayacak tek canlı türüyüz. Süt emmek, giyinmek, korunmak zorundayız ve bunları ancak yardım ile yapabiliyoruz. İki ayağımız üzerinde ayağa kalkmak için bile 2 yıl geçmesi gerekiyor…

Yani bir şeye sahip olmak için karşılığında mutlaka bir şey vermek zorundayız. Zaman, emek, yetenek, dayanma arzusu, sabır ya da metanet. Tüm bunları kabullenip, davranışlarımızı ona göre şekillendirmek varken, direnmek, yok saymak hiçbir şey kazandırmadığı gibi, aksine bizi kaybedenler kulübünün müdavimleri haline getirir.

O yüzden olana direnmek yahut da çare ve çözümlere odaklanmak konusundaki tercihimizi doğru yapmalıyız.

Aydınlık bir gelecekte buluşmak dileğiyle, sevgiler…

Görüşlerini Paylaşmak İster Misin?